Wednesday, October 16, 2013

Fair Play Yemin İstemez



fair play yemin istemez 1







Sporun varlığı şampiyonların değil sonuncu olmayı göze alan isimsizlerin varlığına bağlıdır.






****






Mağluplar, mağlubiyetlerinin değerini bilmedikçe "hep yenenlerin" gücüne tapmaya başlıyor.






****






Liberal ekonomi şehir içinde stadyum görmeye dayanamıyor. Birçok kentte futbol şehir dışına taşınıyor. Liberallerin yeni stadyum karşılığında "ucuza" elde edecekleri eski stadyum arsaları için tek planları var: Büyük alışveriş merkezleri yapmak, gökdelenler çıkmak...






Herkesin kazanacağı bir çözüm gibi sunulan takas anlayışı, aslında tam bir kültürel dönüşümü de içeriyor. Spor tesisi yerine alışveriş tesisi. Spor kültürü yerine tüketim kültürü...






****






Polis, kitleleri kontrol ederken yersiz bir gözü karalıkla hareket etmemelidir, edemez. Çünkü tribünler dış mihrakların Türkiye'yi batırmak için gizlice çalışmalar yaptıkları eğitim kampları değildir.






****






Ali Sami Yen Stadı gitti. Galatasaray geleneğini devretti. Unutulmaz bir geleneğe karşı ruhunu paraya takas etti. Hiç de gerek olmadığı halde. Şehirlerde artık futbol ikinci sınıf olduğu için oraya yeni stad yapıldı. Birinci sınıf olsaydı Ali Sami Yen'i yenilerlerdi. Futbol birinci sınıf bir şey olsaydı Ali Sami Yen'i koruyacak kaynağı bulurlardı. Futbol ikinci sınıf olduğu için, kaliteli tüketim birinci sınıf olduğu için orası iş hanı olacak.






****






İnsanlar bir süre sonra karşılarındaki yapmacıklığı fark edecek. Amatör futbolun, hakiki futbolun yani PR'ı yapılmamış, kurgulanmamış, üst sınıfların sloganlarla manipüle etmediği hakiki futbolun değer kazanacağını sanıyorum. Taraftarların, kendilerinden olan insanların sadece spor yapma amacıyla gerçekleştirdikleri maçları izlemekten zevk alacaklarını sanıyorum. Tanıdığı, bildiği; medyadan değil gündelik hayattan tanıdığı, mahallesinin çocuğu olan futbolcunun atacağı gollerden daha çok zevk alacağını sanıyorum. Çünkü bu çekilmez.






****






FM'de şampiyon oldum diyor. İkinci olmuş pardon, şampiyon olamamış. Uzmanlığının temel dayanağını göstermek için bunu söylüyor. "Ya ben futbolu çok severim, çocukluğumdan beri her hafta şu kadar maç izlerim, futbola çok düşkünüm" demiyor. Yetkinliğini kanıtlamak için FM'de şampiyon oldum, ikinci oldum diyor. Ve bu adam koskoca bir gazetede çok önemli bir noktaya geldi. FM... Vay baba be. Bu seni teknik direktör adayı yapar, yazar yapmaz ki. Maçan yiyorsa teknik direktör olsaydın. Futbolu da bilgisayar başında kes yapıştırcılıkla, hangi ligde hangi futbolcu oynarı bilirler de; futbolun ruhunu bilmezler. Bilgisayar başından gelen adamlar bunların hepsi. Hayatın içinden değil.






****






Spor Bakanlığı, sizin işiniz şampiyon,olimpiyat şampiyonu bulmak değil, dünya şampiyonu yaratmak değil. Sizin temel işiniz, ara mahalledeki çarpık bacaklı, ciğerleri gelişmemiş en yeteneksiz çocuğa spor yaptırmak. En çok onun ihtiyacı var spor yapmaya. Sen ona yaptırdığında dünya şampiyonu zaten gelir.



No comments:

Post a Comment